Arnıld Bedo'nun maceraları
Bir gece vakti serserilik ayininden dönmekte olan Arnıld Bedo arka cebinden çıkardığı selpağın bir ucuyla burnunu diğer ucuyla ayakkabısını silerek tasarruf nasıl olurmuş cümle aleme gösterdi. Gösteriden etkilenen cümle alem evlerine dağılırken o esnada kadife paltosuyla hızlı adımlarla yürüyen Stallone Abidin'in önünü kesti Bedo. Önceki gün atölyesinden arakladığı tabloyu çıkardı ve gösterdi:
- Ne anlattın lan bu eserinde?
+ Yalnızlığı..
- Kim yalnız olm, yalnız olan kim burda?
+ Balıkçı, kayalar, deniz..
- Eşi sevgilisi falan mı ölmüş balıkçının, niye yalnızmış?
+ Yok başka bir şey.
- Söyle söyle belki yardımımız dokunur.
+ Yok abi öyle bir durum değil.
- Bas git lan!
Stallone Abidin tereddüt etmeden ortalıktan tüyerken Arnıld Bedo gömleğinin düğmelerini açıp göğsüne geceyi koklattı. Bedo'nun göğsü geceye dokunuyor ve okşuyordu karartıyı. Bedo fırsattan istifade zihninde filmini oynatmaya başladı, göstermelik yalnızlığın suratına tükürdü. Sonra ceketinin iç cebinden çıkardığı halatı göğe doğru fırlatıp tırmanmaya başladı. Göğün en üst katından el salladı gören olmadı. Dereye indi suya daldı, su yüzeyinde ağır adımlarla yürüyüp mucizeler gösterdi, oracıkta iman etti kendine. Çılgın naralarını döşediği dar sokakların geniş çehreli insanlarını düşündü. Kafasında dönüp dolaşan nahoş düşünce birikintilerini akıntıya kurban ederek çıktı dereden. Sonra günü geceden devralan gündüzün sofrasında lafı daha fazla uzatmadan orta halli bir ağacın gölgesini kiralayıp yaşamını serip uyudu birkaç bin yıl.
- Ne anlattın lan bu eserinde?
+ Yalnızlığı..
- Kim yalnız olm, yalnız olan kim burda?
+ Balıkçı, kayalar, deniz..
- Eşi sevgilisi falan mı ölmüş balıkçının, niye yalnızmış?
+ Yok başka bir şey.
- Söyle söyle belki yardımımız dokunur.
+ Yok abi öyle bir durum değil.
- Bas git lan!
Stallone Abidin tereddüt etmeden ortalıktan tüyerken Arnıld Bedo gömleğinin düğmelerini açıp göğsüne geceyi koklattı. Bedo'nun göğsü geceye dokunuyor ve okşuyordu karartıyı. Bedo fırsattan istifade zihninde filmini oynatmaya başladı, göstermelik yalnızlığın suratına tükürdü. Sonra ceketinin iç cebinden çıkardığı halatı göğe doğru fırlatıp tırmanmaya başladı. Göğün en üst katından el salladı gören olmadı. Dereye indi suya daldı, su yüzeyinde ağır adımlarla yürüyüp mucizeler gösterdi, oracıkta iman etti kendine. Çılgın naralarını döşediği dar sokakların geniş çehreli insanlarını düşündü. Kafasında dönüp dolaşan nahoş düşünce birikintilerini akıntıya kurban ederek çıktı dereden. Sonra günü geceden devralan gündüzün sofrasında lafı daha fazla uzatmadan orta halli bir ağacın gölgesini kiralayıp yaşamını serip uyudu birkaç bin yıl.
Yorumlar
Yorum Gönder
Öyle okuyup geçmekle olmaz, güzelinden bir yorum yapmak beyninin ve parmaklarının borcudur. Yorumlama biçiminden istediğini seçip yorum yapabilirsin. Adım soyadım görünsün dersen "adı/url" şıkkını seçebilirsin. Olmadı anonim seçeneğini tıklayıp "adsız" olarak yorum yapmayı göze alabilirsin. Ama piyasada bu kadar adsız varken "adsız yorum yaptı" pek şık olmaz, yine de sen bilirsin. Yorumu yazdıktan sonra "yayınla" dersin ama hemen yayımlanmaz, çünkü o yorumlar laboratuvarda uzmanlar tarafından araştırılır. Mikroskopla incelemeye tabi tutulur. Ama merak etme, en geç 2 bin yıl içinde yayımlanır yorumun.