Beklemek cehennemdir


Böyle bir başlıkla konuya giriş yapayım dedim ama öncesinde başkası da kullanmış mı diye gugıldan yüzeysel bir arama yaptım. Şekspir'in de içinde olduğu kimi dünya vatandaşı kullanmış bu sözü. Olabilir, beklemenin cehennem olduğunu idrak etmek için aşmış olmaya gerek yok. Zira günübirlik hareketlerin geceyarısı tutanağı tutulduğunda, görülecektir ki beklemek cehennemin en orta yeridir. Şekspir'le aynı beklemekten mi bahsediyoruz, bunu ilerleyen dakikalarda anons edeceğiz.

Şu an yeryüzünde sıkılan milyonlarca insan var, kısacık ömürlerine aşk, sevgi, nefret, seks, iş, ibadet, para, hırs sığdıran milyonlarca insan. Hiçbir şey yapmama cehennemine tutulmamak için daima uğraş içinde olan milyonlarca beyin. Gelin daima hareket etmeye programlanmış insan bedenini inceleyelim. Uzun süre kullanılmayan kaslar köreliyor, eriyor, tükeniyor. Bu kadar inceleme yeter...

Bir paragraf daha iliştireyim konuya. Belli başlı dinlerin cehennem tasvirlerine baktığımızda hep bedensel azap ön planda. Oysa zihni işkence de yeterli miktarda cehennem içerir bana kalırsa. Mesela sonsuza dek bembeyaz bir odada hapsolduğunuzu düşünün. Murat Kekilli'nin Çılgın klibindeki gibi bir oda. Çırılçıplaksınız ve yemek, içmek gibi ihtiyaçlarınız yok, sadece bekliyorsunuz. Zihniniz hep açık ve aradan bir milyon yıl geçiyor halen bekliyorsunuz. Çıldırıp kendinizi kaybetmek istiyorsunuz ama zihniniz hep açık, beklemekten başka hiçbir şey yapmıyorsunuz. Konuyu uzatmayacağım, bunu bir düşünün derim.


Yorumlar

Popüler Yayınlar